Koçlukta Bilişsel Davranışçı Yaklaşım
Bütünsel bir bakışla koçlukta bilişsel davranışçı yaklaşım, imajinal, problem çözme ve çözüm odaklı yaklaşımı temel alarak teknik ve stratejilerini birleştirerek kullanan ve danışanın gerçekçi hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıran teorik bir yaklaşımdır.
Bilişsel davranışçı yaklaşım, bireylerin kendi gerçekliklerini inşa etmelerine izin verir.
Davranış değiştirme,
Zihinde limitleyen düşünce yapılarını sonlandırma ve yenileriyle değiştirme,
pro-aktif planlama, düşünce ve eylem repertuarları oluşturma,
hedefleri belirleme ve bir bütün olarak değerlendirme üzerine odaklanır.
Koçlukta Bilişsel davranışçı yaklaşım “kolaylaştırıcının” görevi ve asıl amacı;
– insanların gerçekçi hedeflerine ulaşmalarını sağlamak,
– hedefe ulaşmak için bilişsel ve duygusal engellerin altında yatan sebepleri bularak öz-farkındalıklarını arttırmak,
– çok daha etkili düşünme ve davranış becerileri geliştirmek,
– kendisini olduğu gibi kabul etmesi için yeniden özgüven inşa etmek,
– kendi hayatının koçu olmaya başlamasını sağlamak.
Neenan ve Dryden (2002)’ a göre, “insanların olaylar hakkındaki düşünme şekillerinin, insanların olaylarla ilgili ne hissettikleri üzerinde derin bir etkisi vardır” şeklinde ifade kullanmıştır.
Başka bir deyişle, olaylar insanlara direkt bir duygu yüklemezler. İnsanların olaylar hakkında ne düşündüğü ve o olaylara nasıl anlam yüklediği insanların nasıl hissedeceğini etkiler.
Danışan yardımcı olmayan düşünce yapısı ve kendisini limitleyen inançları sebebiyle başarısızlığa neden olan davranışlar sergiler.
ve bu da kişinin stres durumunu ve performansını olumsuz yönde etkiler.
Koçlukta Bilişsel davranışçı yaklaşım bu noktada güçlü koçluk katılımıyla çözüm sunan önemli bir yol olacaktır.
Beck (1995) çalışmalarında üç farklı biliş seviyesini belirlemiştir.
- Otomatik düşünceler
- Orta seviye/Ara inançlar (davranışlar, kurallar ve varsayımlar)
- Temel inançlar
Özellikle orta-seviye/ara inançlar ve temel inançların genellikle çocukluk döneminde geliştiğini vurgulamıştır.
Ek olarak Bluckert (2018) bilinçdışı zihnimizde çocukluk deneyiminden gelen kişisel bir ‘gerçeklik’ olduğunu ve bazen bizi şimdiki zaman yani içinde bulunduğumuz anlarda mutsuz ve işlevsiz yapan olumsuzluğa sebebiyet verdiğini öne sürmüştür.
Bir anlamda kafamızın içinde başlayan/canlanan bu iç diyalog ve eleştirel iç sesler bizim özgüvenimizi etkilemeye başlıyor. Öz-yeterliliğimizi ve Öz-saygımızı da kendimizden şüphe duyduğumuz için sorgulamaya başlıyoruz.
Bize yardımcı olmayan bu bilişsel “şemalarımız”, negatif otomatik düşüncelerimiz kendi potansiyelimizi yerinde ve etkin kullanmak ve başarılı olmak için bizi engelleyebiliyor.
İnsanlarda çeşitli ortak yanılgılar ya da daha iyi bilindiği üzere “ortak bilişsel çarpıtmalar” ve düşünme hataları bulunmaktadır (Palmer ve Szymanska, 2007).
Daha detaylı bilgi almak için: https://www.amazon.co.uk/Handbook-Coaching-Psychology-Guide-Practitioners/dp/1583917071
Bu düşünme hatalarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;
– Sonuca varmak için zihin okuma: ilgili bilgi olmadan beklenen sonuçlara ulaşma çabası.
“Fazla mesai yapmazsam kovulacağım.”
– Ya hep ya hiç düşüncesi: deneyimleri aşırılıklarla değerlendirmek.
“Rezalet! Her zaman işe geç kalıyorsun.”
– Suçlama: problemin sorumluluğunu almadan her zaman birilerini ya da bir şeyleri sorumlu tutmak.
“Belgeyi gönderebilmem için bana hatırlatmalıydın. Bu senin suçun!”
– Kişiselleştirme: olayları kişisel algılamak. Kendini her şeyden sorumlu tutmak.
“Eğer takımın sunumu reddedilirse, bu benim hatam” ya da görevine fazla kaptıran bir spor koçunun bir cümlesinde olduğu gibi “Başarmak zorundasın! Beni düşürmene asla izin vermeyeceğim.”
– Falcılık: geleceğin ne getireceğini bildiğini sanmak/ düşünmek.
“Önümüzdeki yıl işten çıkarılacağımı biliyorum.”
– Duygusal akıl yürütme: gerçek ve mevcut olaylar üzerinde yanlış duygular beslemek.
“Çok gergin hissediyorum. Yeni yöneticinin bizi takımdan ayıracağını (hissediyorum) biliyorum.”
– Etiketleme: kendini ve diğerlerini evrensel derecelendirmelerle ölçerek etiketlemek.
“Tam bir aptalım!” “Sınavı geçemedim. Ben bu hayatta başarısızlığın ta kendisiyim!”
– Talepler: hikâyeyi kendi ve başkalarını zorunlu tutacak şekilde katı ve esnek olmayan biçimde cümlelerle desteklemek ve talep etmek.
“Bu projede çok daha iyi bir iş çıkarmalıydın.”
– Büyütme ve en kötüsünü düşünme: olayları tüm oranların dışında değerlendirmek.
“Bu hayatımda katıldığım en berbat organizasyondu. Tek kelimeyle berbat!”
– Küçültme: birinin içinde bulunduğu durumu azımsayarak ifade etmek.
“Bu sınavı kolayca verebildiğine göre çocuk oyuncağı olmalı.”
– Düşük hayal kırıklığı toleransı-dayanamıyorum: Stresli ya da yaşadığımız zor durumlarda tolerans seviyesini düşürmek ve hayal kırıklığı yaşamak.
“Artık dayanamıyorum.”
– Sahtekarlık: etrafındaki önemli kişiler tarafından aldatıcı ya da sahtekâr olarak görüldüğüne inanma.
“Eğer kötü performans gösterirsem o zaman gerçek beni görecekler. Gerçek sahtekarı göstereceğim”
Bilişsel davranışçı koçlukta, hedefi engelleyen düşünceler, duygular, davranışlar ve bunların birbiri arasındaki ilişkiyi teşhis eden, inceleyen ve yapılandıran aktif-direkt yaklaşımdır. Koç, danışanı bütün bu değişimleri ve yeni düşünce yapısını günlük hayatta teoriden pratiğe geçirmesi için cesaretlendirir.
Öz-farkındalık
Bilişsel davranışçı koçlukta; koç, danışanın problem yaşadığı konuyu ve sorunu keşfetmeye davet eder ve şu anki bakış açısıyla birlikte zorlandığı ve mücadele ettiği olaylar üzerinde düşünmeye ve alternatifleri gözden geçirmeye teşvik eder. Sorgulama sürecinde “Sokratik sorular” yönlendirilerek danışanın farkındalığını arttırmayı amaçlar.
Düşünme Becerisi
Düşünme becerisi Palmer ve Cooper (2013) tarafından “strese neden olan düşüncenizi değiştirmenize yardımcı olacak yöntemler” şeklinde ifade edilmiştir.
Buradaki amaç koç danışanı fikirleri ve inançları mantığa dayalı mı, gerçekçi ve hayata geçirilebilir mi ya da danışana hayatında bu düşünme metodu yardım ediyor mu?
Şeklinde sorularla düşündürerek karar vermesine yardımcı olur.
İleri düşünme becerisi, bakış açısı, süreklilik ve pozitif düşünce ile ifade edilmiştir. Danışan bir soruyu gözden geçirerek gerçekçi bir bakış açısı kazanabilir.
Örneğin, eğer x doğru olsaydı, bu gerçekten benim için dünyanın sonu olur muydu? sonrasında koç ve danışan durumun ne kadar kötü olduğunu gözden geçirdiğinde (nadiren de olsa olabilecek) dünyanın sonu olacak bir durum mu? yoksa çözülebilir mi? karar vermesi için koç danışanı asiste edecektir.
0 ile 10 arasında (skala) bir sayı verilmesi ve 10 un gerçekten önemli olduğu göstergesini baz alarak bu olayın danışan tarafından ne kadar ciddi bir problem olarak görüldüğü belirlenecektir.
Danışan aynı zamanda kendine empoze ettiği taleplerini ya da kendisine koyduğu kuralları da tekrar değerlendirerek yeni alternatiflerle yer değiştirebilecektir.
Danışanla geçirilen zaman çerçevesinde sahip olduğu temel inançlar ve düşünce hatalarının yerine sürekliliği olan yardımcı düşüncelerle yer değiştirerek yeni düşünme yolu kurulmaya başlanacaktır.
Kendini Kabul Etme
Kendini kabul etme olgusu “Ben iyiyim sadece var olduğum için ve kendimi kabul ediyorum tüm eksikliklerim ve hatalarımla” inancıyla ifade edilebilir.
Koçluk seansında bir koç danışanına evrensel ölçüm standartlarına (iyi, kötü, zayıf, güçlü, başarılı, başarısız) paralel bir değerlendirme sunmaktan kaçınır.
Danışanı da kendini kabul etme sürecinde genel ölçüm standartları ile ifade etmesi için teşvik etmez.
Kişinin kendine özgü doğası, karmaşıklığı ve eşsizliği sebebiyle bu gibi genel geçer tanımlar kapsayıcı ve yeterli olmayacaktır.
Örneğin, ehliyet sınavına giren iki öğrencinin sınavı geçememesi sonucunda kendileri için çıkarımları “kendini kabul etme” konusu için açık bir örnek olacaktır.
- Sınavı kazanamadım ben başarısızım. Hiç bir şeyi beceremiyorum.
- Sınavı kazanamadım. Olabilir. Demek ki bu konudaki yetkinliklerimi becerilerimi biraz daha geliştirmeye ihtiyacım var. Hazır olduktan sonra sınava tekrar girebilirim.
Davranışsal metot ve teknik
Palmer (2011) Sorun çözme ve çözüm odaklı yaklaşımdan faydalanarak PRACTICE koçluk modelini kurmuştur.
P: “Problemin” ne olduğunun yanı sıra koçluğun amacını ve öncelikli elde edilmek istenen sonuçları/ çıktıları ve çözümleri ya da performansla ilgili problemleri ele alır.
Danışanın ihtiyaçlarıyla buluşması için başvurulan esnek yaklaşımdır.
S: Problem nedir? Seni endişelendiren nedir? Değiştirmek istediğin nedir?
X konu özelinde problem olarak görmediğin istisnai bir durum var mı?
Durumun iyiye gittiğini biz nasıl anlayacağız? (Çarpıtma) problem daha farklı görünebilir mi?
R: Reel-Gerçekçi ve ilişkili hedef geliştirmek (SMART hedefler)
S: Başarmak istediğin nedir?
A: Alternatif Çözümler üretilmesi
S: Seçeneklerin neler? Daha farklı ne yapılabilir?
C: Sonuçların gözden geçirilmesi
S: Her bir olası sonuç senin için ne kadar kullanışlı/uygulanabilir? “Kullanışsızlığı kullan” 0 kullanışsız-10 tamamıyla kullanışlı.
T: Oluru en yüksek çözümlerin hedef olarak belirlenmesi
S: Hangi çözüm senin için oluru en yüksek olan?
I: Belirlenen çözümlerin hayata geçirilmesi
C: Seçtiğimiz uygulanabilir çözümleri ilk nerede kullanmaya başlayabilirsin? “Uygulanabilir parçalara böl- yönet.” -Şimdi git ve yapmaya başla!
E: Değerlendirme
S: Ne kadar başarılıydı? Kendine 0-10 arasında bir başarı değeri verecek olsan bu kaç olurdu? Bu deneyimden ne öğrendin?
Değerlendirme ve Sonuç
Bilişsel davranışçı koçluk, danışanın kendisini daha iyi anlaması için kavramsal bir araç sunar.
Bu araçlar aynı zamanda daha önce kaçınmış olabilecekleri durumları keşfetmelerini ve değişimi teşvik eder.
Danışan, yeni düşünce ve davranış geliştirmek ve bunları hayatına geçirmek için çaba harcar ve en temelde bu değişimi arzular.
Koçlukta Bilişsel davranışçı yaklaşım da diğer koçluk psikolojisi kollarında olduğu gibi, bilişsel davranış koçluğu eğitimi almış kişiler tarafından ve sözleşmede yer verildiği üzere uygulanmalıdır.
Bu yaklaşımda, koçluğun temel prensibine uygun olarak geçmişi adreslemeyen bugünü ve geleceği temel alarak çalışmalarına odaklanan bir yaklaşımdır.
Bilişsel davranışçı yaklaşımın en temel özelliğinden de anlaşılacağı üzere “Zihin, olaydan üstündür. Koçluk için geçmiş odaklı bir felsefesinin olmadığının da altını çizmek için belirtmek gerekir ki,
bilişsel davranışçı koçluk, geçmiş tecrübeleri sadece bir başlangıç noktası olarak alır. Bugünü ve geleceğe yönelik değişimi planlamak için geçmişi bir fırsat ve bir enstrüman olarak kullanır.
ICF Koç Sevde İsteyin