Koçlukta empati üzerine yazarken kuşkusuz ilk olarak empatinin ne olduğu hakkında bilgi vermek rotamızı açık ve anlaşılır bir düzlemde ilerletebilmek için faydalı olacaktır.
Empati kimi zaman sempati, merhamet ya da şefkat duymak gibi, ya da hepimizin bildiği gibi ‘kendini başkasının yerine koymak’ gibi söylemlerle açıklansa da kelime, kendi anlamının da ağırlığında bir ifade içermektedir.
Empati, Dünyayı birinin bakış açısıyla duyguları, deneyimleri, davranışlarıyla bir bütün olarak anlamak ve bu anlayışın diğer kişiye bir bütün olarak geçmesi hissidir diyebiliriz.
Empati koçluk için merkezi bir yetkinliktir. Empati olmayan bir koçlukta tam bir etki ve buna bağlı pozitif bir sonuç görülemeyecektir.
Çünkü empati değişimin anahtarıdır. Özellikle de insanların kendi içlerinde arzuladıkları büyük değişim ve dönüşüm için.
Koçlukta empati temelli bir ilişkinin kurulması koçluk ilişkisinin temelinin sağlam atılması ve güven, saygı ilişkisinin kurulmasını da beraberinde getirir.
Bu anlamda, danışanın ne hissettiğine, kendisini kelimelerle nasıl ifade ettiğine sözsüz iletişimde davranışlarına yansıyan neler olduğuna ve bu davranışların söyledikleriyle ne ölçüde paralel olduğuna dikkat etmek gerekir.
Her bir koçluk görüşmesinde fark ediyoruz ki kişinin eyleme dönüşen davranışları ve bunu şekillendiren deneyimleri danışanın ne söylediğini şekillendiriyor.
Bu noktada empati ise aslında var olan ne? ideal olan, arzulanan ne? Sorularını beraberinde getiriyor.
Tecrübe ve davranış şemalarından oluşan bu yoğun ve dolu bilgi danışanın duyguların kaynağını işaret ederek hangi konu üzerinden konuşulması gerektiğine vurgu yapıyor.
Bu da danışanın içinde bulunduğu durumun arkasındaki sebepler hakkında derin bir bilgi içeriyor.
Koçlara düşen görev ise danışanın ilk olarak ne hissettiğini anlamak ve şu an bana gerçekten ne anlatmak istiyor? Sorusunun cevabını duyarlılıkla kendi dünyasına geçirmektir.
Empati Seviyeleri
Şimdi sıra empatinin farklı boyutlarına bakarak kendi bireysel davranışımızı gözden geçirmek ve bilişsel bir yaklaşım kazanmakta.
Carl Rogers (1951) Gerard Egan (1990) David Mearns ve Brian Thorne (1988, 2000) un geliştirdikleri empati seviyeleri bugünün psikoterapist, eğitmen ve koçlarına önemli bir aydınlanma sağlamaktadır. Empatinin literatürde 4 farklı boyutuna değinilmiştir.
Bunlar; Sıfır Empati, Kısmi Empati, Birincil Empati ve İleri Empati olarak sıralanabilir.
Sıfır Empati, tahmin edeceğiniz üzere dinleme yetkinliğinden yoksun, yargılayan yönlendirici ve sürekli kendi fikirlerini dikta ederek paylaşan bir tutum içerir. Bu tarz yaklaşıma sahip biriyle kim iletişim kurmak ister ki?
Kısmi Empati, hissedilen bir ya da iki duygu üzerine odaklanarak bunların üzerine giden bir yaklaşımı içerir.
Gelişim Koçluğu ve Yönetici koçluğunda kısmi empati kullanılamaz ancak performans koçluğunda kısmi empati yaklaşımı yeterli ve uygun olma eğilimindedir.
Birincil empati, insan davranışlarından, sözlü ve sözsüz iletişimlerinden aldığımız duygu ve hislerin yanıtlanması ve bu temelde derine inerek daha da detaylandırılmasına odaklanan bir yaklaşımdır.
Özellikle Yönetici koçluğu/ Gelişim koçluğu uygulamalarında iş yaşamını etkileyen süreçlerin gündelik hayat dinamiklerinden bağımsız düşünülememesi sebebiyle uygulanan yaklaşımdır.
Çünkü bu koçluk modelinde kişinin gerçek dünya realitesini bilmeden ilerlemek yetersiz ve olanaksızdır. Bu noktada öğrenme değişim ve dönüşümden bahsetmek için de birincil empati yaklaşımına ihtiyaç vardır.
İleri Empati, önsezi tahmin ya da hissedilen duyguya dayanarak yanıt vermek ve anladığımız hislerin paylaşılmasına odaklanan yaklaşımdır.
Koçlar hangi seviyede empati kuracaklarına görüşmenin içeriği ve danışanın yaklaşımına göre karar verebilirler.
Daha önce örnek verdiğim gibi gelişim koçu/Yönetici koçu için birincil ya da ileri seviye empati önemliyken, performans koçluğu, kariyer koçluğu uygulamalarında kısmi empatiyle yaklaşmak uygun olacaktır.
Empati her ne kadar terapide değişimi tetiklemek için kullanılsa da koçluk faydacı bakış açısı ve gelişim odağıyla bütün bu ilerlemeleri izleyen ve uygulayan bir disiplindir.
Bunun da ötesinde, bireylere değişim ve dönüşüm imkanı sunarken bütün bu yaklaşımları da kişinin kendi hayatına geçirmesini içselleştirmesini de destekleyen ve kişinin kendi yönetim alanını destekleyen bir yapı kurar.
Bunun empati ile olan ilişkisi ise, ilişkilerde güven, anlayış, şefkat ve saygı yaratmasıdır ve dinlenilmek için de etkin bir yaklaşımdır ve empatinin hayatımızdaki etkisi sosyal, profesyonel ya da aile hayatımızda da geçerlidir.
Blog sayfamdaki diğer yazıları da buradan inceleyebilirsiniz: https://www.sevdeisteyin.com/blog/
Koçlukta empati olmadığında?
Güçlü soru sorma tekniği koçlar için temel yetkinliklerden bir tanesidir. Kimi zaman bu sorular yerini yönlendirici ya da ucu kapalı sorulara bırakabilir.
Soruların içeriğinde gizli bir ifade ya da öneri bulunabilir. Bununla birlikte daha fazla bilgi almak için daha çok soru sormakta empatiyi bir seviye daha düşürebilecek noktaya getirebilir.
Kişilerin duygularına cevap vermek ya da yok saymak bir seçenek olsa da yok saymak empatiden yoksun bir ilişkinin temelini atmak için yeterlidir.
Bir kişinin duygularını açmasına izin vermek, dinlemek ve bu bağlamda cevap vermek bu duyguların nedenlerine katılmak ya da katılmamak anlamına gelmez ancak değer görmek anlaşılmak ve dinlenilmek empati kurulan bir ilişki için önemli bir yaklaşım temelidir.
Mevcut pozisyonda çalışan yönetici ve ekibini ele alalım. Çalışanı empati kurarak dinliyor olmasının naif bir görüntü vereceğinden ve pozisyonunun gücünü ve ağırlığını negatif etkileyeceğinden tedirgin olan bir yönetici empati kurarak yaklaşmayacaktır.
Çünkü açık bir göz ve açık bir kulakla dinlemek ve bütünüyle bir insanı anlamak için dinlemek günümüzde yerini hıza ve teknolojinin getirdiği meşguliyete bırakmıştır.
Bu nedenle de değersiz hissetme, ait olmanın güçleştiği iletişim yapılarını görmek çok da zor değildir.
Karşımızdaki kişinin bizi anlaması bir noktada hangi dili kullandığımızla da doğru orantılıdır. Mesleki terminolojilerin yoğun kullanıldığı, art arda ve sık sorular, yorumlardan empati ile yaklaşmayı zorlaştıracaktır.
Bunun yerine yalın bir dil kullanmak anlaşılır olmaya özen göstermek empati için gerekli koşulları yaratacaktır.
Hepimizin kimi zaman içine düştüğü temel yaklaşım karşımızdakinin ne anlattığından ziyade konu hakkında kendimizin ne bildiğini kanıtlamaya yönelen ve bu gibi durumlarda ne yapması gerektiğini paylaşan tavırlar sergileriz.
Bu yaklaşımları gözden geçirdiğinizde eğer yapıyorsanız empatiyle bir ilişkisi olmadığını da unutmayın derim.
Ayrıca, Hiçbir durum ya da olay iyi ya da kötü olarak bir koç tarafından değerlendirilmeye açık değildir. Hiçbir dinleyici tarafından da değerlendirilmeye açık olmamalıdır. Danışanın ne anlattıkları için üzülebilirsiniz ne de sempati duyabilirsiniz.
Mesleğinizin getirisi olarak gündemsiz dinleyebilir, yargılamadan saygı temelli bir yaklaşımla empati ortamını sağlayabilirsiniz.
Aksi takdirde yönlendirici, akıl veren, yargılayıcı ve eleştiri içeren her tutum da koçlukta empatinin yer alamayacağını gösterir.
Empati dinlemekle başlar…
Dinlemek ailede başlayan ve eğitim ve sosyal alanlarda şekillenen güçlü bir yetkinliktir.
İnsanları kulak vererek dinleyin, aynı dili konuştuğunuzu yansıtarak dinleyin, dinlemek için gönüllü olun ve verdiğiniz nefes aralığını bir sonraki cümlenizi söylemek için değil karşınızdakini daha derinden anlamak için dinleyin.
İnsanları dinlenilmek için de dinleyin. Unutmayın, empati ile gündemini, fikrini dinlediğiniz hislerine ses olduğunuz kimse sizin de derinliğinize kulak verecektir.
Koçlukta empatiyle ilgili tüm detayları öğrenmek için Anna Brockbank and Ian Macgill’in Coahing with Empathy kitabından faydalanabilirsiniz.